Tükettiğin Kadar Üreterek Yaşa

Üretmeye devam…

Biraz çelişki var gerçi, üretirken aslında hep tüketiyoruz.

En önemli şey olan, gıdayı üretirken bile, suyu tüketiyoruz. bilinçli tüketim şart.

Suları açık bırakıp dakikalarca ellerimizi, bulaşıkları, arabalarımızı yıkıyoruz.

Tüketirken verdiğimiz zararı en alt seviye tutabilecek bilinç düzeyinde olmamız şart.

Elektrik üretmek için güneş Paneli istasyonları kurup, altındaki otları biçmek yerine ot ilacı attırıyoruz mesela…

O kadar hor kullandık ki seni dünya… Kaynaklarına ulaşmak için elimizden geleni yaptık. Yaktık, yıktık, kestik, patlattık, deldik. Hali hazırda devam eden düzeni bozduk. buzulları erittik. Mevsim değişikliğinin dönülmez noktasına geldik.

Çünkü bizi tüketen toplum olmaya ittiler, yadırgamadık aksine bu işimize de geldi. Kolaydı çünkü, git para kazan ve o parayla istediğini satın al, kendi krallığını kur…
Üretmenin ne olduğunu unuttuk, para ve ego birleşti…

Kim lüks yaşıyorsa; kendimizi onlarla yarışa soktuk.

Sahip olma arzularımız nedeniyle memnuniyetsiz ve bencil bireylere dönüştük.

Evler aldık, arabalar aldık, tatillere gittik, yedik içtik, mutluluğu para satın alacak sandık.
Doğa içine girip şehirden uzaklaşmaya çalıştık, çöplerimizi orada bıraktık, ateşlerimizi bilinçsizce yaktık, keyfimize bakıp yolumuza devam ettik, orada olmayı bile başaramayıp ormanlarını yaktık.

her şey, her zaman hizmetimizde gibi yaşadık.

Her şeyin ayağımıza gelmesine öyle alıştık ki, elimizden alınınca Sudan çıkmış balığa döndük.

Kendimizi unuttuk,başkaları için yaşar olduk..

Onda varsa bende de olmalı hırslarına kapılıp gittik…

Hemen her şeyin Uzmanı oluverdik. İnsanlara akıl vermeyi pek sevip kendimiz uygulamadık…

Aç gözlülüğümüz o kadar büyüdü ki, Sığamadık senin sunduğun koca alana…

Çocuk bile doğururken en az 3 taneyi hedefledik. Çünkü ölüp yok olmaktan korktu egolarımız, genimizden üretebildiğimiz kadar ürettik 

😉

 çoğaldık çoğaldık çoğaldık, sığamaz olduk.

Hayvanların alanlarına yayıldık, çünkü bizi kutu kutu üst üste koymaya çalıştılar. Hayvanların alanlarına kaçabilenler kaçtı…
Kaçmasına kaçtılarda; onların yerini aldıklarını unuttular.Oraya uyum sağlamak yerine, şehirli reflekslerimizi buralara empoze etmeye çalıştılar.

Böcek var diye ilaç attık, karanlık diye ışık diktik, güzel görünsün diye çim yaptırdık 

Çünkü hiç bişeyin doğalına tahammülümüz kalmamış…

Sana kocaman bir borcumuz var belli…

Bunları canımızla ödememizin zamanı geldiyse, ödemeye ben hazırım

😌

Affet bizi Dünya..
Kendimizi senden büyük gördük…

Şimdi koca bir gerçekle yüz yüzeyiz. Yine kendi elimizle yaptığımız doğal afet olmayan korona virüsü ile boğuşuyor tüm dünya…

Her yerde insanlar ölüyor, hastanelere yatırılıyor. bir nevi karmamızı yaşıyor ve ettiğimizi buluyoruz…

Gelecekte hayatta kalanlar Dünya’ya zarar vermekten vazgeçer mi yoksa her şeyi unuttuğumuz gibi çok hızlı bir sürede yine hırsımızla hareket etmeye devam mı ederiz bilmem ama bildiğim bir şey varsa hakettik bunu…

Artık olanın bütünün hayrına olduğunu biliyorum. Gelecek nesilleri biz önemsemedik,onlara yaşanabilir bir dünya bırakmadık ama sen onlara bir şans daha vermek istedin, umalım ki senin kıymetini bilir ve ders çıkaran bir nesil gelir….

Bir yanıt yazın